top of page

LEKE

Yüz Cildi

Neden Cildimde Leke Problemi Yaşıyorum?

Bir kişinin cilt rengi genellikle fototipine ve güneşe ne kadar maruz kaldığına göre belirlenir. Çok sık güneşe maruz kalan alanlar kapalı olan alanlara kıyasla daha koyudur. Melanin, vücudun cildi güneşin zararlı UV ışınlarından korumak için salgıladığı ve bronzlaşmaya neden olan cilt rengini kontrol eden doğal bir pigmenttir.
İki tür melanin vardır:
⦁    Melanin(Ömelanin):
Siyah veya koyu kahverengindedir. UV ışınlarına karşı cildi korur.
⦁    Feomelanin:
Bu aynı zamanda kırmızı veya kızıl melanin olarak da bilinir. Açık tenli veya kızıl saçlı insanlarda bulunur. UV ışınlarına karşı koruma sağlamaz; aksine sentezini cilde saldıran serbest radikaller üretir. 
Feomelanin olan deride oksidatif stresler daha kolay DNA hasarı yapmaktadır.
Bu iki tip melanin, her bir bireyde farklı oranlarda bulunur. Miktarı, bir kişinin doğal ten rengini ve güneşe maruz kaldığında ne kadar bronzlaşacağını belirler.

Melanositlerde pigment yani melanin yapımı melanozom adı verilen hücre içi organellerinde oluşur ve bu sürece melanogenezis denilmektedir.
Melanozomlarda yapılan feomelanin ve ömelanin her ikiside tirozinden tirozinaz enzimine bağlı olarak melanositlerde dengeli olarak üretilmektedir.

CİLT LEKELERİ NEDEN OLUR?


Lekelerin doğuştan, çocukluk döneminde, hamilelik sırasında veya kişinin geçirdiği bir takım sistemik rahatsızlıklar sırasında kullandığı ilaçlar ile birlikte artış gösterip göstermedikleri, güneşe maruz kalınan dönemlerde lekelerde artış olup olmadığı sistemli bir şekilde araştırılmalıdır.


Leke oluşumunu etkileyen faktörler:
•    Genetik yatkınlık,
•    Yaşlılık,
•    Güneş ışığı,
•    Hormon tedavileri,
•    Hamilelik dönemi,
•    İlaçlar (doğum kontrol hapları, bazı antibiyotikler ve antidepresanlar vb.)
•    Kötü beslenme,
•    Bilinçsiz kozmetik ürün kullanımı,
•    Evde uygulanan bilinçsiz peeling uygulaması,
•    Cilt enfeksiyon hastalıkları sonrası da lekelerinin oluşumuna sebep olabilir.

 

Yukarıdaki faktörlerle birlikte cilde rengini veren melaninin daha fazla üretilmesiyle cilt lekeleri oluşur. Kahverengi yama şeklinde de alın, dudak üstü, yanaklarda gördüğümüz cilt lekelerini melazma diye adlandırırız. Hamilelik döneminde görülebilen bu lekeler kloazma olarak adlandırılır. Bazen yaşın ilerlemesi ve güneş ışınlarının etkisiyle lentigo denen bölgesel lekelenmeler oluşur. Ayrıca genetik nedenlerle oluşan Efelidler (çiller) ise yanaklarda minik minik kahverengi lekeler şekilde gözlenir.
Özellikle güneş ve kimyasallarla en fazla temasta olan el, yüz, boyun ve dekolte bölgeleri leke probleminden daha çok etkilenir.

 

Leke Çeşitleri:
 

Akne


Cildin fazla yağ üretmesi sonucu oluşan akneler, genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar. Makyaj, aşırı terleme, stres, depresyon ya da hormonal değişikliklerden dolayı oluşan akneler; sivilce, siyah veya beyaz nokta şeklinde görülebilir. Aknelerin sıkılması ya da doğru şekilde tedavi edilmemesi ise yüzde kalıcı lekelere yol açabilir.

 

Melazma

 

Melazma; özellikle güneş gören bölgelerde ortaya çıkan siyah ya da kahverengi lekelere verilen isimdir. Burun, alın, dudak üstü ve yanaklarda sıkça rastlanan melazma, sıklıkla kadınlarda görülse de erkeklerde de oluşabilir. Güneş ışınlarının yanı sıra, gebelik, doğum kontrol hapları, kozmetik ürünler ve genetik faktörler de melazma oluşumuna neden olabilir.

 

Vitiligo

 

Melanosit hücrelerinin ölmesi ya da vücutta yeteri kadar üretilmemesi sonucu ciltte süt beyazı renkte lekeler oluşur. Vitiligo lekelerine genellikle yüz, kol, bacak ve genital bölgede rastlanır. Genetik faktörlerin vitiligo hastalağına yol açtığı düşünülse de nedeni kesin olarak bilinmemektedir.

 

Güneş Lekeleri

 

Yaz aylarında daha sık ortaya çıkan güneş lekeleri, vücudun güneşe maruz kalan kısımlarında görülür. Deride kalıcı hale gelen güneş lekelerinin rengi yazın daha da koyulaşabilir. Çillere benzeyen ancak çilden daha büyük boyutta olan güneş lekeleri; kozmetik ürünler, hamilelik, ve guatr gibi farklı faktörlere bağlı olarak da oluşabilir.

 

Çiller


Özellikle açık tenli kişilerde görülen çiller, melanosit hücrelerinin belirli bölgelerde yoğunlaşması sonucu ortaya çıkar. Sarı ya da kahverengi olabilen çiller, çocuklukta ortaya çıkabileceği gibi, yetişkinlik döneminde de oluşabilir. Güneşe maruz kalma sonucu rengi koyulaşan çiller; yüz, sırt ve el gibi bölgelerde daha sık görülür.

 

Doğum Lekeleri


Doğuştan olan ciltteki renk bozulmaları, doğum lekeleri olarak adlandırılır. Damarsal ve pigmente olarak ikiye ayrılan doğum lekeleri, çoğu zaman zararsız olan lekelerdir. Kahverengi, gri veya siyah doğum lekeleri doğumdan önce oluşabileceği gibi, doğumdan belirli bir süre sonra da ortaya çıkabilir.

 

Deri Döküntüleri


Egzama, sedef ve gül hastalığı gibi deri döküntülerine sebep olan cilt hastalıkları da lekelere yol açabilir.

 

Cilt Kanseri


Bazal, skuamöz ve melanom hücreli cilt kanseri türlerinde ciltte farklı leke ve lezyonlar oluşur. Kanser tedavisinde kullanılan yöntemler ile kanserli hücrelerden kurtulmak mümkündür, ancak bazı durumlarda tedavi sonrasında ciltte kalıcı lekeler oluşabilir.

 

Hiperpigmentasyon Nedir?


Cildin güneş etkisinden bağımsız olan doğal bir tonu (rengi) vardır. Buna pigmentasyon denmektedir.
Hiperpigmentasyon sorunlarının ilki, ciltte hiperpigmentasyon (koyu lekeler) veya depigmentasyona (daha açık lekeler) neden olan zayıf melanin senteziyle birebir bağlantılıdır. İkincisi ise genellikle tıbbi tedavi gerektiren vitiligo veya albinizm gibi bir rahatsızlıklarla ilgilidir.
UV ışınları epidermisten geçer ve cildin pigmentasyon hücrelerini (melanositler) uyarır. Bazı melanositlerin işleyişi bozulur ve büyük miktarda melanin salgılamaya başlar. Melanin üretimi anormal bir şekilde artığında ve aşırı derecede üretilen melanin cildin yüzeyine eşit olarak dağıtılmadığında lekeler ortaya çıkar. Cilt, uzun süre güneşin zararlı ışınlarına maruz kalması durumunda, aşırı melanin üretimi gerçekleşir ve leke veya lentigo (boyut olarak değişen küçük, yuvarlak ve düz lekelere) oluşumuna yol açar. Bu nedenle açık havada çalışanlar, bu lekeleri diğer insanlardan daha erken edinme eğilimindedir.
Ayrıca, hücre yaşlanması ile hiperpigmentasyon riski de artar. 

 

Hamilelik sırasında veya doğum kontrol hapları alındığında meydana gelen hormonal değişiklikler de hiperpigmentasyona neden olabilir.
Hormonal değişiklikler, yüzünde "melazma" veya "gebelik maskesi" adı verilen kahverengi bir maske görünümünün ortaya çıkmasına neden olabilir. Yaz aylarında daha belirgin hale gelirler. Ultraviyole ışınlarının etkisi altında renkleri değişir ve koyulaşır.Yüz bölgesinin geneline dağılan bu yaygın pigmentasyon aniden ortaya çıkar, ancak hormonlar normale döndükten sonra azalabilir veya tamamen kaybolabilir. Ancak lekeler birkaç ay veya birkaç yıl daha cilt yüzeyinde kendini gösterebilir.
Bazı durumlarda, bir kişi hamile olmasa veya doğum kontrol hapı kullanmasa dahi “gebelik maskesi” ortaya çıkabilir.

 

Pigmentasyon 4 aşamalı karmaşık bir sürecin sonucudur:


1-Ultraviyole ışınları ve cilt hücrelerinde bulunan maddeler pigmentasyon sürecini ve buna bağlı olarak melanosit adı verilen hücrelerin melanin üretim fonksiyonunu uyarır.
2-Melanin, melanositler tarafından üretilir.
3-Üretilen melanin, epidermisin iki tabakası boyunca yayılır.
4-Daha sonra epidermistekipeeling etkisi gösteren soyucu etkenlerle birlikte hücre yenilenmesi aracılığı ile cildin yüzeyine geçerek ciltte leke görünümüne ve cilt tonu eşitsizliğine neden olur.

 

Deride daha sık lekelenme yaptığı bilinen ilaçlar:


Antipsikotikler (imipramine, desipramine, klorpromazin ve fenotiazinler); bu ilaçların kullanımı ile özellikle güneşe maruz kalınan deri alanlarında mavi-gri,  morumsu renkte leke, gözde konjuktiva ve korneada da leke olabilmektedir. Bu ilaçlar içerisinde en sık kullanılanı klorpromazindir. Kol ile bacaklarda ve yüzde özellikle kırışıklıklarda deride pigmentasyona neden olmaktadır.

 

Trisiklik antidepresan olan imipramine ve desipramine  güneş gören deri bölgelerinde mavi, gri pigmentasyona neden olmaktadır. Depresyonda kullanılan bir serotonin geri emilim inhibitörü olan sertralin’in yüzde alında pigmentasyona neden olduğu, citalopram’ın ise fotopigmentasyon yapabileceği bildirilmiştir.

 

Fenitoin; antikonvülzan olarak epilepsi tedavisinde kullanılmaktadır. Hastaların % 10’nunda melazmaya benzeyen yüz ve boyunda pigmentasyon yapmaktadır. İlacın kesilmesinden birkaç ay sonra bu pigmentasyon kaybolmaktadır.

 

Antimalaryal ilaçlar(Sıtma ilaçları); klorokininyadahidroksiklorokinin uzun süre kullanımına bağlı olarak hastaların % 25 inde yüz, boyun ve bazen kol ve bacaklarda mavimsi, gri hiperpigmentasyon gelişmektedir. Bu alanlar güneşe maruz kalma ile yıllar içerisinde daha koyu olmaktadır. Tırnaklarda, gözde ve korneada da renklenme olmaktadır.

 

Amiadorone; kalp hastalıklarında, ritim düzensizliklerinde kullanılmaktadır. Güneşe maruz kalınan alanlarda özellikle el ve yüzde morumsu-gri renklenmeler olmaktadır. Ayrıca gözde korneada sarı-kahverengi pigmentasyon yapmaktadır. Bu ilacın 6 aydan daha uzun sure kullanımı ile % 30-57 oranında güneşe karşı duyarlılık ve % 1-10 oranında hiperpigmentasyon gelişmektedir. 

 

NSAI(ağrı kesici ve antiinflamatuarlar); sabit ilaç reaksiyonu olarak tanımlanan  ilacın her alımında aynı yerde tekrarlayan başlangıçta kırmızı bir döküntü olmakta bu daha sonra leke bırakabilmektedir. Yüz, genital alan ve kol ve bacaklarda olabilmektedir.

Kemoterapotikler; kanser tedavisinde kullanılan bu ilaçlar deride, tırnakta ve mukozada pigmentasyona ve aşırı güneşe duyarlılığa neden olmaktadır. Bleomisin, busulfan, doxorubicin, daunorubicin, fluorouracil, cyclophosphamide, carmustine ve docetaxel en sık bilinen  bu gurup ilaçlardır.

 

 5-Fluorouracil; 5% oranında güneş duyarlılığı ve sonrasında hiperpigmentasyon yapmaktadır. Ellerin üstünde, el ve ayak tabanında ve gövdede sık gözlenmektedir. 

 

Ağır metaller;  bunlardan demir, altın, gümüş, bismut ve civa pigmentasyona neden olmaktadır. Günümüzde gümüş içeren silversulfadiazine krem formu ile halen yanık tedavisinde kullanılmaktadır. Gümüş tırnak, gözde sklera ve mukozada ve deri katlantılarında pigmentasyon yapmaktadır. Bazen gümüş içeren küpe gibi takılar ve akapuntur iğneleri uygulama yerlerinde lekelere neden olmaktadır.
Demir tuzlarının kansızlıkta iğne olarak kullanımı sırasında deride dermistelokal birikmesi ile mavi-gri renk değişimlerine neden olmaktadır.

 

Tetrasiklinler; antibiyotik olarak en sık aknede kullanılmaktadır. Özellikle minosiklin deride lekelere neden olmaktadır.  Çocuklarda dişlerde birikerek kahverengi lekelere yol açmaktadır. Bu nedenle 9 yaş altında kullanılmamalıdır. Uzun süreli minosiklin kullanımı % 35 oranında deride özellikle güneş gören alanlarda lekelere neden olmaktadır. Sadece deride değil gözde sklerada, ağız içerisinde, diş etlerinde, tiroid bezinde, büyük damarlarda, kemiklerde ve lenf bezlerinde pigmentasyon gelişebilmektedir. İlacın kesilmesi ile pigmentasyon azalmaktadır.

 

Antiretroviral ilaçlar; Azidothymidine ya da zidovudine; AIDS tedavisinde kullanılmaktadır. Tırnaklar deri ve mukozada pigmentasyon yapmaktadır. Tırnaklarda yaygın mavi pigmentasyon, bantlar yapmaktadır. İlaç alımının kesilmesi ile pigmentasyon yavaş yavaş normale dönmektedir.

 

Diğer ilaçlar;
Östrojen benzeri ilaçlar, yüzde melazma benzeri lekelere neden olmaktadır.
Adalimumab yüzde lekeler yapmaktadır.
Psoralenler; sedef ve vitiligo tedavisinde kullanılan bitkisel bir ilaçtır. Özellikle güneş ile birlikte deride lekelere neden olmaktadır.
Bazı göz ilaçları; latanoprost ve bimatoprostglakom tedavisinde kullanılmaktadır. Bu ilaçlar göz çevresinde lekelere neden olmakta hatta gözde iriste renk koyulaşması da gelişebilmektedir.
Imatinib (Gleevec); tirozinkinaz inhibitörüdür. Minosikline benzer mukozada leke yapmaktadır.

 

Cilt Lekelerine Karşı Alınacak Önlemler Nelerdir?


⦁    Var olan lekelerin azalması ve yeni leke oluşumunu önlenebilmesi destek olmak için doğru güneş koruyucunun mevsim fark etmeksizin 2 saatte 1 yenilenmesi oldukça önemlidir.
⦁    Aynı zamanda güneş ışınlarının en tehlikeli olduğu zamanlarda, yani sabah 10 ile öğlen 15 arasında güneşten kaçınılmalıdır.
⦁    Bebeklerin de güneş maruziyetinden korunması gerekir. Bebeklerin ve çocukların ciltlerine özel kıyafetler ve güneş koruyucular tercih edilmelidir. Cilt problemlerinin %80'i, hastanın 18 yaşından önceki güneş maruziyetiyle doğru orantılıdır.
⦁    Güneş ya da solaryumla bronzlaşmaya çalışılırken, ciltte kontrolsüz olarak yanıklar oluşmamasına dikkat edilmelidir. Leke ve deri kanseri riskini arttırması nedeniyle solaryumla bronzlaşmadan kaçınılmalıdır.
⦁    Güneşe çıkmadan önce ıslak mendiller, tüy sarartıcı krem, deodorant, parfüm, kolonya ve alkollü tonikler güneş gören bölgelere kullanılmamalıdır.
⦁    Ağda, lazer epilasyon, cilt bakımı, peeling gibi işlemlerin sonrasında cilt güneşten korunmalıdır.
⦁    Sivilce ve akne izlerine bilinçli uygulamalar yapılmalı ve güneş koruyucu kullanılmalıdır.
⦁    Sivilce, akne ve siyah noktaları sıkmayın.
⦁    Hamilelik döneminde güneşten korunmak son derece önemlidir. Hormonal değişimler nedeniyle lekelerin oluşumu artabilir.
⦁    Kullandığınız ilaçların neden olabileceği yan etkileri mutlaka okuyun. Güneşe karşı hassasiyet oluşturan bir ilaç kullanıyorsanız, güneş ışınlarından mümkün olduğunca kaçının.
⦁    Cildinizi nemli ve temiz tutun.
⦁    Güvenilir olmayan kozmetik ürünleri kullanmayın.
⦁    Günde en az 2 litre su için.
⦁    Güneş ışınlarının ciltte neden olabileceği zararlı etkileri en aza indirmek için koruyucu kıyafetler giyin ve şapka takın.
⦁    UV ışınlarını engelleyen güneş gözlükleri tercih etmeye özen gösterin.
⦁    Sigara ve alkolden uzak durun.
⦁    Beslenmenize dikkat edin.

 

Temizleme
Leke eğilimli ciltler için özel olarak geliştirilen, cilt tonunu eşitlemeye, ciltte aydınlatıcı etki yaratan ve ciltte hassasiyete neden olmayacak temizleme ürünlerinin kullanılması oldukça önemlidir. 
Hem var olan lekelerin giderilmesine yardımcı olması hem de ciltte aydınlık bir etki yaratabilmesi için peeling etkili temizleme jellerinin kullanılması da yine leke eğilimli ciltlerin temizleme rutinine eklenebilir.

 

Cilt Bakımı


Güneş koruyucu ürünlerin kullanımı leke oluşumunun önlenmesine ve var olan lekelerin azalmasına yardımcı olması için alınması gereken en önemli önlemdir. Ancak uygun bakım ürünleri ve güneş koruyucular; sabırlı ve istikrarlı bir şekilde kullanılması durumunda leke eğilimine karşı etki gösterir.
Leke eğilimli ciltler için özel olarak geliştirilen, cilt tonunu eşitlemeye, ciltte aydınlatıcı etki yaratan ve ciltte hassasiyete neden olmayacak temizleme ürünlerinin kullanılması oldukça önemlidir. 

 

Cilt Lekeleri Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

 

Cilt lekesi tedavisinde uygulanacak yöntem, lekenin oluşum nedenine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Ayrıca, tedavi süreci lekenin derinliği ve büyüklüğüne göre de farklılık gösterir. Cilt lekesi tedavisinde uygulanan işlemlerin cildi daha hassas hale getirmesi nedeniyle, bu işlemlerin genellikle güneş ışınlarının daha az olduğu kış aylarında yapılması önerilir. Yazın güneş ışınlarına maruz kalan işlem uygulanmış bölgelerde kalıcı hasarlar meydana gelebilir.

 

Melazma tedavisindeki prensipler başlıca beş başlık altında toplanmıştır:
1. Güneş ışığından korunma
2. Melanosit aktivitesinin baskılanması
3. Melanin sentezinin baskılanması
4. Mevcut melanin pigmentinin uzaklaştırılması
5. Dokudaki melanin granüllerinin parçalanması

 

Mezoterapi
Mezoterapi yönteminde; aminoasit, antioksidan ve multivitaminler ince bir iğne aracılığıyla deri altına enjekte edilir ve lekeli bölgede hücre yenilenmesi sağlanır. Melanosit hücrelerinin yenilenmesi ve dağılması sonucu hem cilt lekeleri tedavi edilir hem de ciltte sağlıklı bir görüntü elde edilmiş olur.

 

Kimyasal Peeling
Yüzeysel leke ve izlerde etkili sonuçlar sağlayan kimyasal peeling ile cildin üst katmanı soyulur ve tedavinin uygulandığı bölgede kollajen sentezi sağlanır. Hücrelerin yenilenmesini sağlayan kimyasal peeling işlemi sonrasında, cildin güneşten korunması oldukça önemlidir. Kişinin, yaklaşık 1 haftada soyulan cildi yolmamaya dikkat etmesi gerekir.

 

Kriyoterapi
Sıvı nitrojen aracılığıyla lekeler dondurulur ve işlem uygulanan bölge bir süre sonra kabuklanır. Kabukların düşmesi ile lekelerin ortadan kaldırıldığı kriyoterapi, kısa süreli kızarıklık ve şişliğe neden olabilir.

 

PRP
Kişiden alınan kanın trombositten zengin plazma kısmı ayrıştırılır ve cilde enjekte edilir. PRP uygulamasında kullanılan pıhtı hücreleri sayesinde lekeler iyileşir, cilt yenilenir ve aydınlık bir görünüm kazanır.

 

Lazer Tedavisi
Lazer tedavisi, cilt lekelerinin tedavisinde en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Pigment hücreleri lazer ışınlarını emerek yenilenirken, diğer hücreler bu ışınlardan etkilenmez. Ancak, lazer tedavisinin koyu renkli ya da bronzlaşmış kişilerde dikkatli uygulanmasına özen gösterilmelidir. Lekeli bölgelerin yanı sıra, koyu renkteki diğer bölgeler de lazer ışınlarından etkilenebilir.

 

Dermapen
Kalem şeklindeki dermapen cihazının ucunda çok sayıda ince iğne bulunur. Cilde sürülen serumlar sonrasında dermapen cihazı, lekenin üzerinde gezdirilir ve bölgede gözle görülmeyen delikler oluşur. İşlemin yapıldığı bölgenin kanaması sonucu cildin onarım mekanizması devreye girerek cildin yenilenmesini sağlar ve böylece leke oluşumu giderilir. Kimyasal peeling işleminde olduğu gibi, dermapen işleminin de yaz aylarında yapılması önerilmez.

 

Topikal tedaviler 
Topikal tedavinin amacı melanositlerde pigment üretimini durdurmaktır. Melanin üretiminde L-tirozinazı L-dopaya çeviren tirozinaz hız kısıtlayıcı basamaktır. Tedavide kullanılan birçok topikal ajan bu molekülleri hedefleyerek melanizasyonu azaltmayı hedeflemektedir.
-Tirozinazinhibisyonu yapan ajanlar:
Hidrokinon:Tirozinazinhibisyonu yaparak DOPA’ nınmelanine dönüşümünü engeller. Elli yılı aşkındır tedavide değişen konsantrasyonlarda kullanılmakla birlikte, en sık %2-5’lik kullanılmaktadır. Yaygın görülen kısa dönemlik yan etkileri tahriş, eritem, batma, iritan veya allerjikkontakt dermatittir. 
Azelaik asit: Zayıf, dönüşümlü ve yarışmalı tirozinazinhibisyonu yapar. Son yapılan bir çalışmada, %20 azelaik asidin etkinliği %4’lük hidrokinondan anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. 
Arbutin/deoksiarbutin: Böğürtlen ve yabanmersini yapraklarından elde edilen bir hidrokinonderivesidir. Arbutin deride hidrokinona hidrolize olur ve cilt tonunun açılmasını direkt doz bağımlı tirozinazinhibisyonu ile yapar. %5 arbutin cilt rengini açar, ancak daha yüksek konsantrasyonlarhiperpigmentasyon yapabilir. 
Meyan kökü (licorice) ekstraktı: Antiinflamatuvar özelliklere sahiptir ve içeriğinde bulunan glabridin sayesinde tirozinazinhibisyonu yapar. 
-Melanozoma transferi azaltan ajanlar: 
Niasinamid: Reversibl olarak melanozom melanositlerden keratinositlere transferini önler. Cilt rengini açıcı bir çok kremin içeriğinde bulunmaktadır. 
Retinoidler: Keratinosit döngüsünü uyararak, melanozoma transferi azaltarak ve diğer aktif içeriklerin penetrasyonunu artırarak etki gösterir. Monoterapi olabileceği gibi hidrokinon ve steroid gibi ajanlarla kombine edilerek de kullanılabilir. 
Soya: Geri dönüşümlü olarak proteaz aktive reseptör-2 yolunu inhibe eder. Çok ajanlı karşılaştırmalı bir çalışmada soyanın solar lentigolar üzerinde etkili olduğu gösterilmiştir


-Bakır ile etkileşime giren ajanlar: 


Askorbik asit: Vitamin C olarak da bilinir ve bakır iyonlarını bağlayarak etki gösterir. Yapılan bir çalışmada, tedavi etkinliği hidrokinona kıyasla daha az bulunmuştur, ancak daha az iritasyon yaptığı saptanmıştır. Hidrokinonu tolere edemeyen hastalarda tercih edilebilir. Ancak stabil olmayan bir molekül olduğu için monoterapi olarak etkisi azdır; meyan kökü ekstraktı ve soya ile kombine edilmesi tedavi başarısını artırabilir. 
Kojik asit: Aspergillusoryzae ve Penicilliumspp’den üretilir. Sensitizan bir maddedir, kontakt dermatit ve eritem yapabilir. 

-Kimyasal soyucu ajanlar:
Kimyasal soyucu ajanlar fasiyal hiperpigmentasyon tedavisinde diğer ajanlarla kombine ya da monoterapi olarak kullanılmaktadır. Her ne kadar tedavi amacıyla kullanılsalar da uygulanan bölgede irritasyona neden olup, dispigmentasyonun seviyesini de artırabilirler. İzole epidermal pigmentasyonlarda tedavi yanıtı daha iyidir ve soyucu ajanların topikal tedavi ile kombinasyonunda tedavi başarı oranı daha yüksektir. 
Glikolik asit: Glikolik asit yaygın olarak kullanılan kimyasal soyucu ajanlar arasındadır. Topikal tedavilerle kombinasyonundan daha hızlı ve daha iyi sonuçlar alınmaktadır.
Laktik asit (LA): Laktik asit peeling tedavisi hiperpigmentasyon tedavisinde 2005’ten bu yana mevcut olmasına rağmen, yaygın olarak kullanılmamaktadır. Ucuz ve kolay uygulanabilirliği nedeniyle iyi bir tedavi seçeneği olarak görünmekle birlikte, daha fazla çalışmaya gereksinim vardır.
Salisilik asit (SA): Bir beta-hidroksil asit olan salisilik asit, keratolitik etkisi nedeniyle dermatologlar tarafından sıkça tercih edilen bir moleküldür. 
Triklorasetik asit (TCA): Klinik pratikte yaygın olarak kullanılan bir soyucu ajandır. 
Tretinoinpeeling:Tretinoinmelazma tedavisinde kullanılan reçetesiz satılan ürünlerde yaygın olarak kullanılan renk açıcı bir ajandır. Faghihi ve ark.’nın yaptığı randomize çift kör çalışmada %1 tretinoin ile %70 glikolik asit peeling karşılaştırılmış ve eş etkinlik saptanmıştır. Aynı çalışmada, % 1 tretinoin kullanılan hastalarda işlem sonrası şikayetlerin daha az olduğu bildirilmiştir. 
Sonuç
Fasiyalhiperpigmentasyon klinikte karşımıza sık çıksa da tedavi süreci hasta için zordur. Özellikle yüzeysel yerleşimli lezyonlarda tedaviye yanıt daha yüksektir, derin yerleşimli melazma ve post-inflamatuarhiperpigmentasyon durumlarında ise yanıt oranı düşük, nüks oranı yüksektir. Lezyonlar tedavi başlangıcında iyi değerlendirilmeli, tetikleyici faktörlerden ve güneşten korunma sağlanmalı, tedaviye uyum ve tedaviye yanıt konularında hasta iyi aydınlatılmalıdır. Dermal yerleşimli hiperpigmentasyonlarda hastaya kesinlikle yüksek tedavi etkinliği sözü verilmemelidir. 

KAYNAKÇA
https://www.bioderma.com.tr/cildiniz/leke-egilimli-ciltler/neden-cildimde-leke-problemi-yasiyorum
https://www.hakanbuzoglu.com/melanin-pigmenti
https://www.medicana.com.tr/saglik-rehberi-detay/12440/cilt-lekeleri

https://www.drnilgunestetik.com/leke-tedavisi-ankara.php
https://lotusdermatoloji.com/service/leke-tedavisi/#:~:text=Kahverengi%20yama%20%C5%9Feklinde%20de%20al%C4%B1n,lentigo%20denen%20b%C3%B6lgesel%20lekelenmeler%20olu%C5%9Fur.
https://heraderma.com/pigmentasyon-ve-yaslilik-lekeleri/
https://www.medicana.com.tr/saglik-rehberi-detay/12440/cilt-lekeleri
http://www.pharmetic.org/deride-leke-melazma-tedavisi-ve-lekelerden-korunma
http://www.aysegulsaltat.com/portfolio-items/leke-tedavisi/
http://cms.galenos.com.tr/Uploads/Article_24164/European%20Archives%20of%20Medical%20Research-32-211-En.pdf

Kurtuluş, ziyapaşa, Mithat Saraçoğlu Cd. 8/E, 01140 Adana

Tel: 0 (322) 502 01 40

       0 (554) 161 01 40

Kozmetik Tel: 0 (555) 149 02 40

  • Instagram

@mertozkurt01

bottom of page